„Korku ruhu kemirir“

21. Türkiye Almanya Film Festivali’nin gergin bir ortamda düzenliyoruz.

Almanya yüksek refah seviyesinde durumundan şikâyet etmeyi her zaman sever ve sürekli bir korku içerisindedir. Son dönemde yine bir korku aldı başını gidiyor. Malum konu yine "yabancı"dan korkmak. Sanki 30-40 yıl öncesine gidiyoruz gibi. 80'li ve 90'li yıllarda da medya ve politikacılar tarafından yapay pompalanan yabancı korkusu, Almanya'nın Hoyerswerda, Rostock, Mölln, Solingen gibi bir çok kentinde facialara yol açmıştı. O yılları yaşayanların belleğindeki korku ise neo nazilerce devlet istihbaratinin gözü önünde 10 insanın öldürülmesiyle de (bu cinayetlerin dördü Nürnberg'de işlenmişti) tazelenmişti.

Son yıllarda artık bu korkuyu unutabiliriz havasına girmedik değil. Yeni Almanya ruhu dediğimiz Almanya'da çok kültürlü toplum anlayışı bir toplumsal barış anlaşması gibi herkesçe kabul edilmiş gözüküyor. Geçen yaz aylarında Almanya'ya sığınan mültecilerin alkışlarla karşılanması ve ülkeye giren mülteciler için halkın büyük yardım kampanyaları düzenlemesi, Federal Almanya'nın çok kültürlü toplum anlayışının dünyaca sempati duyulan bir başka göstergesi sayılabilir.

Son aylardaki parti politikacılarının ve onlara ayak uyduran medya kuruluşlarının - ve hatta kontrolsuz nefret saçan ve kendine sosyal medya diyen güruhun - girdikleri yol 80'li ve 90'lı yılların yabancı düşmanı ruhunu geri cağırıyor gibi. Parti politikalarında ve medyadaki bu geriye dönüş, Alman toplumunun bir kesiminde hep var olan korkuyu maalesef körüklüyor.

Kamerayı Türkiye'ye çevirdiğimizde de durum hiç iç açıcı değil. Toplumsal kutuplaşmadaki artış, savaş ve terör korkusu, demokrasi korkusu, iki buçuk milyondan fazla yaşayan mültecilerin ülkeyi nasıl etkileyecekleri endişesi ve kaybettiği vatandaşlarının acılarıyla geleceğe tedirgin ve kaygı dolu bakan bir ülke görüyoruz.

Her iki ülkede hissedilen ve yaratılan korku, insanı insan yapan değerlerimizi yok etme yolunda.

Ünlü Alman oyuncu Armin Mueller-Stahl festivalimize konuk olduğu yıl yaptığı konuşmada dediği gibi

"politikacıların açtığı uçurumlara hep sanatçılar köprüler kurmak zorunda kalmıştır".

Evet, festivalimiz köprü olan sanatla yeni bir programla karşınızda. Yüzlerce film arasından size iyi bir program hazırladık. Filmleriyle ve konuk sanatçılarımızla birlikte on gün boyunca çok iyi bir festival sizi bekliyor. Festivalde bu yılki panelimizin konusu "Batı değerlerinin Avrupa'daki geleceği".

Bu yılki onur ödülümüzü alacak olan efsane sinema oyuncusu Kadir İnanır Almanya'da Mario Adorf, İtalya'da Marcello Mastroianni gibi kariyerinin tüm evrelerinde sinema izleyicisini bir çok nesilde kendisine hayran bıraktıran kuşkusuz ender sanatçılardan biridir. Kitleleri oyunculuğu ile büyüleyebilmesi, özel hayatında ve üstlendiği rollerle önemli toplumsal ve toplumsal konulara korkmadan değinmesi, Kadir İnanır'ı birçok neslin ve kesimin idolü haline getirmiştir.

21. Türkiye Almanya Film Festivali'nde görüşmek üzere.

Adil Kaya
Festival Başkanı